Psikoloji Tarihinin En Ünlü Vakası: SYBIL

Yayınlandı: 1 Aralık 2008 may3un tarafından ŞAŞIRMADILAR içinde
Etiketler:, , , , , ,

Sybil, 1973 yılında Flora Rheta Schreiber tarafından, Doktor Cornelia B. Wilbur ve hastası olan Shirley Ardell Mason’ın terapi seanslarını referans alarak yazılan bir romandır. Kitapta Shirley Mason’ın ismi, kimliğini korumak amacıyla, o dönemde Sybil Dorsett olarak adlandırılmıştır. Bu olay ‘çoklu kişilik bölünmesi’ hakkında belgelenmiş en önemli vaka olarak dikkati çekmiştir. Pek çok kere filme uyarlanan öykünün bu kadar dikkat çekmesinin en önemli nedeni Sybil’ın tam 16 ayrı kişiliği olduğunu iddia etmesidir. Ayrıca bu kişilikler arasında iki erkek ve bir tane de bebeğin olması oldukça şaşırtıcıdır.  Romanda belirtildiği üzere, Sybil’ın erken yaşlarda geçirdiği tramvalar bu kişilik bölünmelerine neden olmuştur. Genel itibarıyla roman, Doktor Wilbur’un ilk olarak sodyum amital daha sonra da hipnoz yöntemlerini kullanarak Sybil’ın diğer kişilikleriyle iletişime geçmesi ve hayatı hakkında bilgi toplamasını anlatır. sybil

Sybil’ın hikayesinde bizi şaşırtan esas konulara değinecek olursak eğer; bu hikayenin baş kahramanlarından Shirley Mason, romanın sonunda da belirtildiği üzere, iyileşmiş ve göğüs kanserinden vefat edene kadar çoklu kişilik bölünmesi şikayeti olmamıştır. Kitabın yazarı Flora Rheta Schrebier, best seller özelliği taşıyan bu romanıyla oldukça yüklü bir miktar para kazanmıştır. Daha sonra bir iki eser daha yazmışsa da hiçbirisi Sybil’ın yakaladığı başarıya sahip olamamıştır. Bu işten fazlasıyla pay kazanan Doktor Cornelia Wilbur’un çoklu kişilik bölünmesi çalışmaları ise, psikoloji tarihine ‘Wilbur Paradigması’ adıyla geçmiştir.

Romanın best seller olarak satması ve ardından televizyon filminin çekilmesiyle birlikte çoklu kişilik bölünmeleri kapsamında istatistiksel bir değişim gözlenmiştir. 1980 yılından kitabın yazımına kadar olan vaka sayısı 200 iken, bu tarihten itibaren 1995 yılına kadar olan vakaların sayısı 40.000’e ulaşmıştır.

sybil21998 yılında Robert Rieber isimli bir psikolog, Amerikan Psikoloji Birliği için yaptığı araştırmalar sırasında, kitabın yazarı ve Doktor Wilbur’un konuşmalarını içeren ses kayıtlarına ulaşmıştır. Bu konuşmalarda Sybil’ın farklı ruh hallerine, Doktor Wilbur’un kendisinin isimler taktığı ve Sybil’ı farklı kişilikleri oluşturması için sözleriyle motive ettiği görülmektedir. Hatta Doktor Wilbur tatildeyken bir dönem Sybil’ın doktorluğunu yapan Herbert Spiegel, hastada çoklu kişilik bozukluğuna rastlamadığını, yalnızca yüksek histerik belirtiler gösterdiğini söyleyerek bu teoriyi desteklemiştir. Robert Rieber sonuç olarak, Sybil’ın terapi seanslarının nasıl geçtiğine bir ışık tutamasa da, Doktor Wilbur ve yazar Schrebier’ın yayın evinden gelen baskı sonucu, kitap anlaşmasını garanti altına almak için, Shirley Mason’ı manipüle ettiğini öne sürmektedir. Maalesef olayın kahramanları hayatta olmadığından, bu kuşkular cevapsız kalmaktadır.

BİZ BUNA TAKTIK:

           Bu kitabı seneler evvel okumuş biri olarak diyorum ki; Sybil herkesi kandırmış. Aslında IQ’su, kaçtı 146 mı, sen söyle…

          Valla hatırlamıyorum ya, 147’di sanırım.

          IQ’su 147 olan bir insan kendileri, sanatçı kişiliği olduğunu biliyoruz…

          Ama ressam olarak sadece.

          Olsun, üne ve şöhrete kavuşmak için uydurmuş olamaz mı?

          Ama bence Sybil’ı doktoru manipüle etti, çünkü kendi hastalıktan kurtulduktan sonra bir nevi inzivaya çekildi, uzaklaştı insanlardan, ha tabii para kazanmıştır mutlaka kitap, film hakları derken, ama asıl hiç yoktan kendine yer edinenler yazar ve doktor oldu. Ayrıca teyp kayıtları da ikisinin konuşması ve burada olayı çarpıtmaları hakkında konuşuyorlar.

          Ya aslında, Wilbur paradigmasından, elbette en çok psikologların yararına olmuştur, ama bu olayda anlayamadığım şey bir doktorun nasıl olup da kendi hastasına 16 ayrı isim verecek kadar hasta olduğu.

          Hasta olduğu yok ki, kadın resmen kitap haklarından kazanacağı paraya bakmış, bir de üstüne kendi adını taşıyan bir hastalık yaratmış, daha ne olsun?

          Yine de Sybil’in hepsinden daha zeki olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor.

Bu konuda kafa yorup ben de yorum yapacağım diyenler için:

http://www.astraeasweb.net/plural/sybilbogus.html

http://www.mail-archive.com/ctrl@listserv.aol.com/msg31462.html

http://www.astraeasweb.net/plural/spiegel.html

http://en.wikipedia.org/wiki/Sybil_(book)

yorum
  1. ilhan dedi ki:

    bir insanin nasil olurda ayri ayri insan haline gelebilir sorusunu kendi kendinize soruyosunuz ve mantiginiz almiyo o kadar ki bu olaya yalan uydurma diyecek kadar bu olay disardan bakisla anlasilacak kadar basit bir hastalik degil anlamak icin ya yasamaniz yada bu konu ile ilgili egitim görmeniz lazim öyle bilmeden fikir sahibi olmak olmaz.

  2. gizem dedi ki:

    psikolojik bir rahatsızlığı nasıl oluyor da ıq ile karşılaştırıyorsunuz bir anlam veremedim?..

  3. Psikolog dedi ki:

    kitap ilgimi çekti bulursam okuyacağım mutlaka yazı için teşekkürler

  4. çiğdem aksu dedi ki:

    bu hastalığa sahip biri olarak sybile inanın bendede tam 6 kişilik var olduğu söylendi 3 yıldır tedavi oluyorum ve ne denli zor bir hastalık anlatamam

  5. Selen Moray dedi ki:

    disosiyatif kimlik bozukluğu olarak da anlandırılan çoklu kişilik bozukluğu psikolog ve psikiyatristlerin tanı el kitabı olan DSM-4 te tanımı olan bir hastalıktır.Doktorun hastayı manipüle ettiği fikri komik ve –kusura bakmayın ama-çok büyük cahilliktir.Hiç bir sağlıklı insan bir başkasının lafıyla 16 ayrı karakter sergileme tavrı içine girmez.Kaldı ki hastanın yaşantıları ve alter kişilikleri birbiriyle uyum içindedir.Yani sağlıklı olan hastanın doktorun lafıyla tüm bu anıları yaşamadan yaşamış gibi anlatması imkansızdır.Öykü gerçek midir yoksa kurgu mudur onu bilemem ama günümüzde böyle vakalar yaşanmaktadır ve alter kişiliklerin gerçek kişiyle bütünleştirilmesi sonucu hastalar iyileşebilmektedir.Doktor nasıl bir hasta diye sormuşsunuz.Biz eğitimi insanları hasta etmek için değil iyileştirmek için alırız.Tüm zamanımızı ve emeğimizi acı çeken bu insanları iyileştirmek ve normal bir hayat sürerek mutlu ve huzurlu olmaları için harcarız.(Bende bir psikologum)Lütfen insanları psikologlar konusunda yanlış bilgilendirmeyelim.Pek çok insan aslında yardıma ihtiyacı varken bu gibii şartlanmalar yüzünden yardım almaktan kaçınıyor.

Yorum bırakın